Sarıl Arama Kurtarma Derneği Başkanı Zübeyir Bütün'ün aylar önce yaptığı uyarı, Millî İstihbarat Akademisi’nin İsrail-İran savaşını değerlendirdiği raporla bir kez daha gündeme geldi.
Raporda açıkça şu ifadeye yer verildi:
“Muhtemel hava saldırılarına karşı uyarı ve alarm sistemleri tesis edilmeli, stratejik tesislerde gerekli teknik şartlara sahip sığınaklar kurulmalı, özellikle büyük şehirlerde ulaşımı kolay kitlesel sığınaklar inşa edilmeli.”
Bu vurgu, Sarıl Arama Kurtarma Derneği Başkanı ve afet eğitmeni Zübeyir Bütün’ün 24 Haziran 2025 tarihinde yaptığı uyarılarla birebir örtüştü. Bütün, o tarihte kaleme aldığı yazısında, Türkiye’deki sığınakların işlevsizliğine, mevzuatın uygulanmadığına ve savaş gibi olağanüstü durumlara karşı hazırlıksız olunduğuna dikkat çekmişti.
Uzmanlar, bu benzerliğin tesadüf olmadığını ve sahadaki tecrübelerin devlet raporlarına yansımasının önemli bir kazanım olduğunu belirtiyor.
“Sığınaklar Lüks Değil, Zarurettir”
Konuyla ilgili gazetemize konuşan Zübeyir Bütün, devletin bu konuda adım atmasından memnuniyet duyduğunu ancak geç kalındığını da ifade etti.
Zübeyir Bütün’ün açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“24 Haziran’da bir yazı kaleme aldım. Dedim ki: Türkiye, savaş ve nükleer tehdit gibi olağanüstü durumlara hazırlıksız. Sığınaklar yok, olanlar da depo gibi kullanılıyor. Bu büyük bir zafiyettir.
Bugün Millî İstihbarat Akademisi, İsrail-İran savaşını incelediği raporunda diyor ki:
‘Büyük şehirlerde kitlesel sığınaklar inşa edilmeli.’
Biz görevimizi yaptık. Uyardık. Ama sadece uyarıyla yetinmeyeceğiz. Sığınaklar bu ülkenin geleceğidir. Ve hazırlık, kurtarmaktan daha değerlidir.
Mevcut sığınaklar tespit edilmeli, onarılmalı. Yeni yapılarda işlevsel sığınaklar zorunlu hale gelmeli. Ve en önemlisi halk, yaşadığı yerde bir sığınak varsa bunu bilmeli, gerektiğinde nasıl kullanılacağını öğrenmeli.
Biz sahada can kurtarıyoruz. Ama her zaman diyoruz: En iyi kurtarma, hiç risk doğmadan alınan tedbirdir. Sığınaklar bu ülkenin geleceğini koruyacak yapılar. Lütfen geç olmadan gereğini yapalım.”
Zübeyir Bütün’ün bu açıklamaları, sadece afet anında değil, olası savaş ve saldırı senaryolarında da sivil savunmanın güçlendirilmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.