Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan ve Konya ile Isparta sınırları içerisinde yer alan Beyşehir Gölü, son yıllarda artan kuraklık tehdidi ve buharlaşma nedeniyle ciddi bir su kaybıyla karşı karşıya. 656 kilometrekarelik yüzey alanı ile ülkemizin gözde su kaynaklarından biri olan göl, her geçen gün daha fazla çekiliyor.
Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Akköz, gölün alarm veren durumuna dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu:
“Beyşehir Gölü’nü besleyen temel kaynaklar; yağışlar, yeraltı suları ve bunları destekleyen akarsular. Ancak son yıllarda yağış miktarındaki azalma ve yüksek sıcaklıkların etkisiyle artan buharlaşma, gölde ciddi bir çekilme oluşturdu. Küresel ısınmanın etkisi çok açık. Gölün sığ olması, güneş ışınlarının su altı bitkilerini hızla büyütmesine ve ekosistemi değiştirmesine yol açıyor.”
Kuruma Süreci Hızlandı
Uzmanlara göre göller doğal döngüleri gereği zamanla sığlaşsa da, bu süreç büyük göllerde yüzyıllar sürebilirken, günümüzde iklim krizinin etkisiyle bu zaman dilimi birkaç yıla kadar inmiş durumda. Beyşehir Gölü de bu hızlı dönüşümün en çarpıcı örneklerinden biri haline geldi.
Bölgesel ve Ulusal Önlem Şart
Göl çevresindeki tarımsal faaliyetlerin, bilinçsiz su tüketiminin ve iklim değişikliğine bağlı yağış azlığının birleşmesiyle yaşanan bu gerilemenin durdurulması için hem bölgesel yönetimlerin hem de ulusal düzeyde politika yapıcıların harekete geçmesi gerektiği vurgulanıyor.
Prof. Dr. Akköz, sözlerini şu uyarıyla tamamladı:
“Eğer kısa vadede iklimsel denge sağlanmaz ve su yönetimi politikalarında radikal değişikliklere gidilmezse, Beyşehir Gölü geri döndürülemez biçimde kuruyabilir. Bu sadece bir gölün değil, bölgenin tarımı, canlı hayatı ve iklimi açısından da büyük bir kayıp olur.”
kaynak:sabah